27 Aralık 2010 Pazartesi

YEMEDİMM YEMEDİMM :):)

Vallahi yemedim..
Ucundan tadına bile bakmadım ....
Saat 5'e kadar masamda, tam gözümün önünde tuttum,sonra götürdüm ofis arkadaşıma verdim :)
Büyük bir mutlulukla...
Yaşasınnn :):)

YER MİYİM, YEMEZ MİYİM ?

Önümde 2 tane şahane kalburabastı duruyor.
Yemekhanede kalburabastı vardı bugün.Maalesef  süper lezzetli yapıyorlar kalburabastıyı...
Üzerinde çatalı bile hazır..
Azıcık ucundan tadına baksam n'olurr :(
Ne olurrrr ?
Mutsuz bir pazartesi yaşıyorum.
Kafam karışık, bedenim yorgun...
Üstüne bu tatlı  ilaç gibi gelirdi.
Cici aşçılar hep beni düşünürler zaten...
Yer miyim, yemez miyim ?
Şuan bu soruya yanıt veremiyorum.
Akşamı bekleyip, görmek lazım...

25 Aralık 2010 Cumartesi

!!!!!!

Sırf şişmanız diye yemek yemeğe gittiğin yerdeki garsonların münasebetsiz şakalarına katlanmak zorunda mıyız?
Sadece basit bir soru..
Zorunda mıyız?
Sanırım öyleyiz.
Çünkü onlar bu tür esprileri yapma hakkını kendinde görüyor demek ki.
Saçma!
Sinir bozucu..
Münasebetsiz...
Bu hakkı size vermiyorum.
Bedenimle  dalga geçme hakkını hiç kimseye vermiyorum.
Duydunuz mu beni !!!!

23 Aralık 2010 Perşembe

MÜBAREK İLAÇ GLİFOR :)

Zayıflama ilaçlarına karşıyım.
Hele ki doktor kontrolü sonrası verilmemiş, öyle rastgele alınanlara, daha da karşıyım.
Ama benim ki farklı :)
Glifor hikayemin başlangıcını ilk yazıda anlatmıştım.Neye niyet glifora kısmet oldu benimkisi.
Eğer kilo probleminiz varsa mutlaka hastanelerin diyet ve obezite bölümlerine başvurun.Orada ilk önce hikayenizi dinliyorlar.Sonra ölçüp, biçiyorlar.Tam 7 tüp kan verdim ben tahliller için.Her türlü şeye bakıldı.MR bile çektirdim.Öyle diyeti, ilacı dayayıp göndermiyorlar.O yüzden eğer zayıflamayı kafanıza koyduysanız mutlaka bir hastaneye başvurun.Ben daha önce çeşitli diyetisyenlere gittim ama hiç biri  bu kadar detaylı inceleme yapmamıştı.O yüzden şiddetle tavsiye ediyorum.
Glifor aslında şeker hastalarının kullandığı ilaçlardan biri.Benim şeker yüklemesi sonucu şekerim 103 çıkınca ki sınır 100, sevgili doktorum kilomun da etkisiyle bana bu ilacı başladı.Çünkü insülin salınımımda bir düzensizlik vardı.Bu ilaç hem bu problemimi halledecek, hem de kilo vermemi hızlandıracaktı.Diyet listemle beraber harika sonuçlar çıkaracaktı.Eğer ben devam etseydim...
Bu ilacı kullanırken dikkatli olmak gerekiyor.Bir kere diyet listeniz normal bir diyet listesinden birazcık farklı.Mesela ben kahvaltıda 3 dilim ekmek ve 2 porsiyon peynir yiyiyorum.Ayrıca akşam yemeğinde bir porsiyon meyvem var.Ufak değişiklikler  ama gene de farklı.
Diyetinizi dikkatli bir şekilde sürdürmeniz gerekiyor.Bilmiyorum bunun bilimsel bir açıklaması var mı ama eğer fazladan şeker alırsam hemen vücudum reaksiyon gösteriyor ve bağırsaklarımda başlıyor bir hareket :)
Ayrıca sporunuzu da aksatmamınız gerekiyor.Eee her şeyi  yaptıktan sonra ne işe yarıyor demeyin.Çünkü inanın süreci hızlandırıyor ve böylece motivasyonunuz azalmıyor.
Ayrıca dikkat edilmesi gereken bir husus daha var.O da çok uzun süre aç kalmamak.Çünkü ilaç o zaman perişan ediyor.Şekeriniz  açlıktan dolayı zaten düşük oluyor, bir de ilaç düşürünce sürünüyorsunuz.O yüzden öğün saatlerinize dikkat etmelisiniz..Mutlaka yanınızda kraker, bisküvi tarzı bir şey olsun.
Bu kadar çok şeye dikkat ederek yaşamak ne kadar zor değil mi?
Zor ve sıkıcı bir süreç.
Glifor mucize vadetmiyor, ama size yardımcı oluyor.
Hiçbir ilaç mucize yaratmayacak bunu unutmayın.O yüzden ha gayret diyete ve spora devam...

21 Aralık 2010 Salı

CADIIII !!!

Sinirlenmee ,sinirlenmeee!!
Geçti, bitti.
O kötü kalpli bir cadı o yüzden tabi ki seni üzecek.
Bu şarkıyı dinle...
Rahatla...

BU SEFERLİK YE, BİR ŞEY OLMAZ !!!

Nasıl olmaz yaa... Bal gibi de olur hem de çok şey olur.
Bu cümleyi o kadar çok duyuyorum ki.Hem zayıflamamı isteyip hem de bana kıyamayan sevgili ailem ve birtanecik arkadaşlarım size sesleniyorum
BU SEFERLİK YESEM ÇOK ŞEY KAYBEDERİM !!!!
YE-ME-YE-CE-ĞİM...
Çok güzel bir haftasonu geçirdim.Hem birtanecik ailemim çeşitli üyeleriyle hem de canım arkadaşlarımla çok güzel zaman geçirdik.
Ama arkadaş nedir bu rejim yapanların sevdiklerinden çektikleri ? Hayır  bir kere gidilen mekanlar sıkıntılı.Rejim yapmaya çalışan zavallı arkadaşınız kebapçıya götürülür mü?
Cevap veriyorum: Evet götürülür. Herkes kuzu şiş ya da karışık kebepları götürürken ben 1 tane lahmacun yedim içi bol maydonozlu.
İradem bu ara hiç olmadığı kadar güçlü ama bir insan evladına da bu yapılmaz sanki, ne dersiniz?
Neyse arkadaşlarım bu kadar sitemden sonra sizi affettim merak etmeyin :) Ama bir daha olmasınnn!!!
Arkadaşlarımın bu atağından kurtulduktan sonra canım ailemin tam saha baskına maruz kaldım bu sefer de.
İnanın onlardan kurtulmak daha zor.Kıyamayan gözlerle size bakışları, onlar mis gibi yemekleri mideye indirirken sizin ot, çöp ve çorba ile yetinmeniz,   yeterince zor.
Özetle bu haftasonu büyük bir yememe savaşı verdim. Bence büyük ölçüde kazandım ama arada ufak kayıplar oldu.  Koca bir tabak yağsız salatanın yanında belkii yarım çiğ börek yemiş olabilirim mesela. Ama inanın sadece o kadar.
Sonuç olarak sevgili insanlar, rejim yapanlara yemek yedirmeye çalışmayın, çünkü onlar zaten yeteri kadar yedikleri için şuan rejim yapıyorlar.
Saygılar ...

19 Aralık 2010 Pazar

NEFES AL, EVETTT ÇOK GÜZELLL ....

Bu maceranın vazgeçilmezi.
En zor kısmı,
Tembelliğe en açık kısmı,
En dikkatli yapılması gereken kısmı....

Tabi ki SPOR.
Eğer 120 kg'lik bir ağırlık taşıyorsa iskeletiniz öyle kolay kolay her sporu yapamazsınız.
Ben de yapamıyorum.Bunun nedenine dair 1-2 örnek vereyim.
Mesela vücudumuzdaki her 1 kilo fazlanız dizlerinize 50 kilo olarak etki ediyor.
Ya da bel ya da boyun fıtığı olma olasılığınız diğer normal kilolu insanlara göre birkaç kadar daha fazla.
Ayaklarımızı düşünün bir de.Bütün yükün çilesini onlar çekiyor.
Liste uzar gider böyle...
O kadar çabuk yoruluyoruz ki fazladan yapacağımız hareketleri çok dikkatli seçmemiz gerekiyor.
Sakatlanma riski de bir o kadar fazla.Bütün bunlardan dolayı spor konusu iyice araştırılmalı ve mümkünse bir uzmana danışılarak yapılmalıdır.Tabi ki yaş faktörünü de göz önünde bulundurmak çok önemli.
Ben bu konuda azıcık şanslıyım sanırım.Çünkü üniversiteye başlayana kadar özellikle bahar ve yaz dönemi bol bol spor yapan biriydim.Zaten ne olduysa sporu bıraktıktan sonra oldu :(
Bugün pişmanlık duymak en kolayı sanırım.Neyse...
Ben bu konuyu  2 diyetisyene danıştım.İlk diyetisyenin  uzmanlık alanı zaten sporcular olduğundan ondan daha sağlıklı bilgiler edindim.Öncelikle bana söylediği 10- 15 kilo kadar vermeden dizlerimi zorlayacak sporlardan kaçınmalıymışım.Özellikle yürüyüşü bana şuan için çok tavsiye etmedi.Yer çekimine maruz kalmadan yapabileceğim sporlara yönlenmem gerektiğini söyledi ki bu kategoride aklınıza gelen tek spor;

YÜZME ...

Bilmiyorum bu imkana sahip misiniz ama yüzme benim kilomdaki biri için en ideal olan spor.Hem diz ve bel sağlığımıza zarar vermiyor hem de bütün kas gruplarını şahane çalıştırıyor.Evet yapması çok kolay değil,temiz bir tesis bulmak,kışın hasta olmadan devam ettirebilmek gibi problemleri var.Ama yine de imkanınız varsa ilk tercihiniz yüzme olmalıdır.
Bir kere insan doğasına en uygun spor bence.Çünkü zaten ilk dokuz ayımızda yüzüyoruz :)
Yüzme antrenmanlarınız  ile kalbin dakika volümünü arttırmak mümkündür.Dakika volümü artınca ne olacak dersiniz? Dokulara giden daha çok oksijen demek.
Ayrıca yüzerken sahip olduğumuz yatay pozisyon  kalbin atım volümünün ayakta duruşa oranla daha iyi olmasını sağlar. Çünkü, bu pozisyonda, kalbin kan ile doluşu daha iyi olur. Su içinde, suyun kaldırma kuvveti yer çekimine karşı koyar. Bu konumda kalp, kanı yer çekimine karşı atmak zorunluluğunda kalmaz.Sonuçta tek kalbin tek bir pompalamasında kalp daha çok kan ile dolar.
Eee suyun içinde çalışırken bir ferahlık bir rahatlama da çabası.
Bir de son zamanlarının 'aqua gym' modası var.Ben hiç denemedim.Ama deneyim çok memnun kalan arkadaşlarım var.Üstelik ben öyle deliler gibi sürekli yüzemem diyenlere bire bir.
Son olarak benim gibi aşırı terleyen biriyseniz, bu halinizle spor yapmaktan nefret edersiniz.Çünkü her bir noktanız ayrı terlediği için su içinde kalırsınız.Ama yüzerken hiç böyle bir derdiniz olmaz :)
Ankara'da nelere gidilir hem de tonla para vermeden derseniz üniversitelerin yüzme salonları çok iyi.Mezun olduğunuz üniversitenin yüzme salonuna bir bakın derim.Bir de bütün Ankaralılar'ın bildiği Altınpark'taki havuz var ama ben hiç memnun kalmadım oradan.Etlik'te kocaman bir havuz açılmış.Tam olimpik bir havuz kendisi.Ama henüz tecrübe etmedim.
Eğer para konusu takmazsanız büyük spor kulüplerinin havuzları da şahane.
İşte böylee.Süper faydalı bir spor yüzme.Programlar ayarlansın, mayolar,boneler,gözlükler çıksın doğruuu havuza ...
Tembellik yok,unutmayın...Bana gelince şuan işlerim çok yoğun olduğundan yüzme konusunu bu hafta askıya aldım.Ama yılbaşından sonra haftada bir kere yüzmeye gideceğim.
Eeee yüzemiyorsam şu an ne yapıyorum peki?
Arkası yarın ...

17 Aralık 2010 Cuma

ÖDÜL :)

Yorucu bir haftanın ödülü güzel bir şarkı ve mis gibi bir kupa ıhlamurdan daha güzel ne olabilir ki :)

STRES, KAYBOL ORTADAN !!!

Bu stres  ne acayip bir şey.Çoğu hastalıkta ana kaynak.Benim de aşırı kilo artışlarımın ana faktörlerindendir kendisi.Tek suçlu değil kabul ediyorum ama kuvvetli bir karakter.
Çok yorucu ve yıpratıcı bir üniversite dönemi yaşadım.Hem bedenen hem ruhen.Şimdi ayrıntılara boğmaya gerek yok ama uzunn uykusuzluk ki  bazen günü sadece 1 saat uykuyla bile geçirdiğimiz zamanlar oluyordu.Stresle birleşen uykusuzluk,yorgunluk,hareketsizlik çok fena kilo yapıyor haberiniz olsun. Düzensiz hayat düzensiz beslenme demek olduğundan bütün bu faktörler bana aşırı kilo olarak geri döndü ve her geçen sene katlanarak devam etti bu durum.Sonucun ne olduğunu ilk yazıda söylemiştim.
Bu konuya neden geldim derseniz ,bahane değil yanlış anlaşılmasın ama stres vücudunuza girdi mi hiç rahat durmuyor.Bir obez olarak tabi ki stresin bende iştahsızlık yapması söz konusu değil, haliyle veriyorum kendimi yemeğe :)
Şuan çok şiddetli bir strese maruz kalmış durumdayım.Bu iş hayatı insanı bitiriyor.Mükemmel insan karakterine sahip değilseniz ki ben değilim haliyle stres, öfke,sinir hepsi bünyeme nüfuz edince midem sinyal gönderiyor.
Çikolataaaaa....Çikolataaaaa...Çikolataaaa....
Kocaman bir paket bitter çikolata olsa şimdi,yesem mutlu olsam.Stres beni bırakıp gitse,endorfin salgım tavan yapsa, yeniden mutlu olsam.İyi olmaz mıı? Olmaz mıı diyorumm !!!
................
5 dakika kadar  olmaz mı, olmaz mı diye içimden haykırırken birtanecik iradem olaya el koyuyor ve 'OLMAZZZZZ' diye cevabı yapıştırıyor.
Eskiden böyle değildi  benim bu iradem.Hemen oyuna gelirdi. Ne oldu bilmiyorum çünkü ben bir şey yapmadım :) Kendiliğinden oldu.Ama ne olduysa iyi ki olmuş.Çünkü o 5 dakikalık sürenin sonunda kendimi koca bir paket bitter çikolata yemiş kadar mutlu hissettim.Sonra açtım çekmecemi, çıkarttım mandalinamı ve mis gibi ev yoğurdumu :):)



Ne stress kaldı ne öfkee ....

16 Aralık 2010 Perşembe

MELEK MİSİN YOKSA ŞEYTAN MI?

Hem günde 10 saat işte çalışıp hem de rejim yapabiliyorsanız üstüne bir de sevgili kilolarınızdan kurtulabiliyorsanız siz doğa üstü bir azme sahipsiniz demektir.
Evet tam tamına günümün  10 saatini işte geçiriyorum.Sabahın kör vakti evden erzaklarımla beraber çıkıyor, akşam ise aç bir kurt misali eve giriyorum.Hal böyle olunca, yanımda götürdüklerimin birinci şartı rejim listeme uygunluğu ikincisi ise pratik olmasıdır.
Çoğu zaman sabah ile öğle arasındaki öğünde süt içsem de bazen bıkkınlık geliyor.Yeni birşeyler aradığımda bu masum gibi duran miniminicik meyveli yoğurtlardan yiyiyorum.
AMAAAA....
Göründükleri kadar masumlar mı?
İnternetten kısa bir araştırma yaptım.Daha önce gittiğim diyetislerden de aldığım bilgiler doğrultusunda bu miniklerin çok masum olmadığını anladım.Evet diyet yaparken kullanılabilirler.Çünkü düşük yağ ve şeker oranlarına sahipler.Ancak içerisinde bulunan katkı maddeleri,boyalar,tatlandırıcılar vs.. onları masum olmaktan çıkarıyor.
Misss gibi ev yoğurdu gibisi var mı?
Yok malesef ama ev yoğurdunun yerinde yeller esiyor artık.O kadar alışmışız ki hazır yoğurtlara ev yoğurdu çoktan unutuldu.Bu arada aklınızda olsun kutularda satılan ve UHT işlerine tabi tutulan sütten yoğurt olmuyor.Günlük pastorize süt bulmanız lazım.
Bu yoğurtlar melek görünümlü ufak birer şeytan benim bütün bunlardan çıkardığım.Zaten olabildiğinde uzak duruyorum.Ama arada değişiklik gerektiğinde gene onlara koşuyorum.
Sonuç: Tembelliği bırak!! Mis gibi yoğurt yap,içine doğra meyvelerini, koy sefer tasına, afiyetle ve sağlıkla beslen!!!!

RAPOR: İradem seni çok seviyorum.Beni hiç ama hiç yalnız bırakma :)
Bugün koca bir dilim hem de çikolatalı pastaya hayır dedim sayende...

15 Aralık 2010 Çarşamba

PARÇALA BENİ MATE !!!

Gerçekten parçalar mı otlaar, çöpler bu yağ kütlelerimizi? Çok ciddi bir merak içerisindeyim.
Hayır varsa böyle bir durum annemin aşure kazanını çıkartacağım.
Son dönemin modası bu otlar.İnanmıyor değilim ama etkileri bu kadar fazla mıdır gerçekten?Sadece zayıflama ya da yağ yakımı konusunda değil kanseri bile yok ettiğini idda ediyorlar.Bu kadar bilim insanının uğraşıp, kendini parçalayarak araştırdığı konuları gerçekten sadece otlarla halledebilir miyiz?
Gelelim bizim konuya.Ender Saraç'tan tutun İbrahim Saraçoğlu'na kadar herkesin bir formulü var.Aaa Ahmet Maranki'yi unutmamak lazım tabi.Dolunay zamanlarını hesaplayıp  lavman yaptıratan uzman kendisi.
Bakmayın eleştirdiğime bende bolca yaptım bu formüllerden.Mate yaprağına mısır püskülü katıp içine de kiraz saplarını boca etmek suretiyle yapılan formüller yüzünden ağzımın tadı az kaçmadı.Son olarak mateli bir karışım daha gündeme alınmış durumda.. Mate,yeşil çay ve tarçın üçlüsüne tatlandırmak için limon dilimlerinin de katılmasıyla  hazırlanan bir karışım.Mucizeymişşşş .Hemencicik eritiyormuş zavallı yağlarımızı.
Acaba buna kanıp başlasam mı?
Bir kere bunun azmim açısından bir sakıncası var.Buna güvenip ya ucunu kaçırırsam, ne olsa eritiyor diye. Ya da spordan vazgeçersem.Hayır biliyorum kendimi , içimdeki şeytan bir kere ipleri eline aldı mı beni tutana aşkolsun .
Eğer şeytanı kontrol altında  tutabilirsem, aslında yardımcı kuvvetler gayet iyi olabilir.
Kafam karışık bu konuda.


Üff bilemiyorum...

14 Aralık 2010 Salı

HERŞEYİN SUÇLUSU 'AYŞE ARMAN '

Bu kadına öfkelensem mi yoksa gidip alnından mı öpsem  bilemedim.
Bir yazı dizisi yaptı, bütün ruhumu karıştırdı.
Depresif hallere büründüm, paranoyak oldum çünkü ruhum çıplak sanki ! En derinlerde, kimseyle karşılaşmasına izin vermediğim duygularıma ayna tuttu.Bu öfke tarafı işin...
İçimde, ennn derinlerde varolan ama benim büyük bir kuvvetle bastırdıklarımı ortaya çıkardı.Bana 'bunu yapmalısın' fikrini ezberletti.Cesaret verdi.Bu da alnından öpülecek kısmı....
OBEZİM AMA MUTLUYUM BÜYÜK BİR YALAN!!!
'Şişmansan hiç çaren yok!İnsanların acımasız bakışlarına alışacaksın'
Şahene bir yazı dizisi..Kendini bir anda 150 kiloluk birine dönüştürdü.Ve yaşadıklarını yazdı. Hem de en yüksek perdeden.Okumadıysanız mutlaka okuyun.Belki size de ilham verir.Canınızı yakar.Harekete geçirir.
Evet Ayşe Arman bütün suçlu sensin.
Teşekkürler...


Rapor kısmına gelince, bir lokma bile fazla gıda girmedi ağzımdan.Ayrıca Canım Osman'ı izledikten sonra doğruuu pilatese :) Eeee haketmedim mi ben şimdi aferini :)

13 Aralık 2010 Pazartesi

RAPOR :)

Birinci gün bitmek üzere.
Günün benim için en tehlikeli kısmını atlattım hem de kazasız denebilecek şekilde :)
Önce sistemimden bahsetmem lazım sanırım. 1 yıl önce yine niyet edilen  bir zayıflama macerası sonunda , kendimi Türkiye'nin büyük üniversite hastanelerinden birinin diyet ve obezite bölümünde buldum.Ölçtüler, biçtiler, testler yaptılar ki bunların içinde şeker yüklemesi de var, sonunda vücudumun %39.9'nun yağ olduğuna karar verdiler.Şaka gibi değil mi? Komik olan aslında benim oraya gitme amacım olan ilaç için yeterli yağ miktarına sahip olmamam . %40 lık bir yüzde istenirken ben 0,1 lik bir farkla glifora razı oldum.
İlk ay 6 kilo verdim.
Sonra 4
sonra 2
derkennnn Ramazan geldi.Puff rüya bitti.
Benim bu son diyet yolculuğumda kullanacağım araçlar,  hep o son maceradan kalmadır.
Şahane bir diyet listem ve gliforum var:)
Spor konusuna sonra geleceğim.
Günün raporuna dönelim:
SABAH: (saat 7.30) 3 tane uno kepekli ekmekten yapılmış yağsız tost.( çok pratik ve doyurucu) Vaktiniz varsa diyetteki asıl menüde bol salatalık domates ve açık çay var.Bu arada benim  peynir hakkım 2 kibrit kutusu...
saat 9.00 : 1 kocaman fincan  karanfilli tarçınlı ama en önemlisi şekersiz ıhlamur
saat 10.45 : 1/2 elma (aslında bir tane ama benimki çok büyüktü), 1 bardak süt
ÖĞLEN: (saat12.30) en şanssız olduğum bölüm çünkü ne çıkarsa bahtima.Yemakhanede yoğurt çorbası,pilav,patates yemeği ve tatlı vardı.ben çorba ,pilav ve patetesle muhattap oldum .
saat: 16.30 : 2 dilim kepek ekmeğinin arasına bol marul ve maydonoz eşliğinde ince bir dilim beyaz peynir ve yanında yine ıhlamur :)
saat 18.00: İş bitmek bilmiyor ve açıkıyorum.İşten 6.30da çıkıp, eve ulaşmak için dünyanun yolunu geçmek zorunda olunca buraya ufak bir öğün koymak gerekiyor. 3 altınbaşak 1/2 elma
AKŞAM: (saat : 20.15) mis gibi bir kase tarhana çorbası, 4-5 tane sosyete mantısı. hemen ooo demeyin tarifinde yağ barındırmayan hazır yufka ile yapılan yarı masum sayılabilecek bir yemek.yoğurt ve bol sumakla şahane oldu. ve salataaa
yatmadan önce bir öğün daha var. 1 dilim ekmek ve 1 bardak süt ya da yoğurt.
Aferin sana kızz bir de akşam platesini yaparsan okkalı bir aferini hakettin :):)

YENİ BİR BAŞLANGIÇ: 13.12.2010

Bir amacım var.Daha doğrusu bir iddia. Beynime ve mideme meydan okuyorum. 26 yııllık hayatımın son 8-10 yılına damgasını vurdular.
26. yaşımda 120 kiloya ulaştığımı farkedeli tam 1 ay oluyor. 1 aydır bir yol çizmeye çalişiyorum kendime.
Sonunda buldum.
2011 haziran ayı  benim en mutlu anlarımı yaşayacağım bir düğüne sahne olacak. Bir tanecik arkadaşımı evlendireceğim.Ve o gün baş nedime olarak kendim için istediğim tek şey muhteşem görünmek.
İşte o zaman geldi bu iddia aklıma.

Amaç: haziran 2011'e kadar vücudunum yarısında kurtulmak.
Yöntem: rejim+spor+glifor :)
Süre: 6,5 ay.
Ödül: yeni bir hayat, yepyeni bir ben ve muhteşem kırmızı elbise içindeki baş nedime

Bu blog neden var biliyor musun?
Vazgeçmemi engellemek için.
Motivasyon için.
Kimseyle konuşamadıklarımı yazmak  için.
Benimle aynı duyguları yaşayanlara cesaret vermek için.
Ve paylaşmak için...

ben bu işi, bu sefer bitireceğim...

İster gel bana katıl bereber bitsin, ister uzaktan seyret sadece oku,  istersen de yorumlarınla destek ol
Karar senin.
Ama benim yolculuğum bugün itibariyle başladı...