1 Mart 2011 Salı

BLOGUMA UZANAN ELLER KIRILSIN !

Ayırıyorlarmış bizi blog :(
Acemi bir blogger olarak tabiki en son ben duydum.
Pek üzüldüm pekkk
Henüz kimsenin okuduğuna dair bir ışık alamasam da bu benim blogum.
Bu benim stres topum.
Bu benim motivasyon kaynağım.
OFFF.
Bloguma uzanan eller kırılsın.
Bu Digiturk'e zaten  gıcıktım.
Benim oradaki ses kayıtlarımı dinlesinler, hepsinde aynı ton.
Kızgın ve sürekli bağıran alto bir hatun sesi :)
Ahh sen bana o 48 aylık sözleşmeyi imzalatmayacaktın da görecektin beni 1 gün bile duruyor muyum ?
Ama ne yazık ki imzalattı.
Dolayısıyla ben bu cumartesi günü yapılacak toplu protesto ve devamındaki toplu üyelik iptaline katılamıyorum ama kalbim sizinle :(:(
Ayırmayın ben blogumdan lütfen :(:(

MUTSUZUM DOSTLARIM !!!

Sebepsiz bir mutsuzluk var üzerimde.
Gerçekten sebepsiz....
Sebebi olmasa da var ama.
2 gündür kantarın topuzu bir kaçtı,bir kaçtı ki sorma gitsin !
Rapor;
Boy : 171 cm(3 cm daha uzasın diye her gün evrene mesaj gönderiyorum ama daha tık yok )
Kilo :113 kg (evet evet yanlış görmediniz :) )
Mutsuzluk oranı:  %80
Çalışma aşkı:  %0,001
Sinema aşkı : %150
Tembellik: %250
Sigara : 0
Alkol: 2
Çikolata: 150 gr
Spor: 4 gün

Evet anlayacağınız üzere;  bu ara bedenim tembellik yapıp kendisini o sinemadan bu sinemaya atmak istiyor.Arada 1-2 kadeh alkolle kendini cilalayıp, çikolataları hüpletmek istiyor.
Bu arada deli gibi spor yapmak da istiyor.
Ahh bu benim bedenim...
Tuhafsın vallahi.
Not: Bugünün şarkısı budur.Güle güle dinle :)

22 Şubat 2011 Salı

STRES KİLO ALDIRIYORMUŞ !!!

Bu stres ne lanet bir şeymiş arkadaş...
Her hastalığın başında bu stres.
Kaybol git dedim
Yok dinlemiyor.
Gitmiyor.
Sevgili Hocam'da söylemiş.
'STRES KİLO ALDIRIYOR'
 offfff :(

14 Şubat 2011 Pazartesi

BRIDGET JONES'S DIARY VOLUME-1

Bridget'i sevmeyen var mı?
Ben hastasıyım :)
Hep kitaplarını çok severek okumuştum, hem de filmlerini defalarca izledim.
Bridget günlük yazmaya şöyle başlardı hatırlarsanız,
Kilo:65
Sigara:5
Sevgili: yok
 Boşuna bayılmıyorum ben bu kadına :)
Neyse bende artık güne böyle başlayacağım.
Rapor formatında değişikliğe gidiyoruzz blog.
İşte ilk rapor.
Kilo:115 kg (evet 5 kilo verdim )
Boy: 171cm (1-2 cm uzamasını ümit ediyorum pilatesten sonra)
Huysuzluk oranı:%20
Sinir:%65
Açlık:%40
İrade:%60
Mutluluk: %47,5
Sevgili: yok
Gördüğün gibi tablo pek parlak değil.
Ama olsun amacımız bu tabloyu parlatmak değil mi zaten :)
Not 1:Süper bir sevgililer günü geçirin ve zaten aşıksanız daha da büyüsün aşkınız.
Not 2: Eğer yalnızsanız ilk şarkıyı  gözünüz kapalı dinleyip umut edin ikincisini ise kalbiniz azıcık acıyarak.
Ben ikisini de yaptım.Hem içim acıdı,özledim  hem de gizli bir umutla bekliyorum....

13 Şubat 2011 Pazar

HUHUUU ORADA KİMSE VAR MI ?

Derinnnn bir merak içerisindeyim blog.
Acaba beni benden başka okuyan var mı?
Merak işte ne yaparsın...
Neyse ister okuyun ister okumayın ben o kırmızı elbise içindeki halimi buraya koyduğum an benim için blog dünyasının zirvesine oturmuş olacağım.
(Bu arada kırmızı olmazsa elbise bana kızma blog.Şahane bir elbiseye aşık oldum tam 34 bedenler için ama olsun hayal kurmadan yaşayamaz insan.Belki sonra paylaşırım)
Aslında bütün obezler toplansak şahane fikirlerim ama şimdilik tek başımayım.
Neyse...
Fark ettim ki ben epeydir rapor vermiyorum.
Nasıl vereceksem o raporu?
İradem beni terk etti bu aralar blog.
Lütfen geri gellll
Özlüyorum seni...
Şahane haberlerim var bu arada.
Hepsi yakında gelecek.
AZ SONRAAA....
Yarın sabah yepyeni bir gün olacak blog, bekle beni :)

8 Şubat 2011 Salı

AFFET BENİ !!!

Başlangıç notu :Youtube'da ufacık bir problem var sanırım bu yazıyı okurken rica etsem Katy Perry'den ''Firework'' u dinler misiniz?

Affet beni blog !
Çok ihmal ettim seni hem de çooook...
Ama unutmadım :)
Vallahi unutmadım.
Yeniliklerle geri döndüm.
Canımın parçası şahane :)
Ama artık hep onunla olacak bir hastalığı var.
Neyse çok şükür, çok şükür.
Bununla yaşamayı ailecek öğrendik bile.
Geri geldim blog.
Yaşasınn :):)

14 Ocak 2011 Cuma

ELBETTE...

Sevgili blog,
Öyle zor ki canından çok sevdiğin birini günlerce hastanede bırakmak.
Onun hastalığının geçmesi için nefes aldığın her saniye dua etmek.
Ufacık bir düzelmede binlerce kere şükretmek...
Çok zor blog..
Çok zor...
Hastaneden kurtulduk.
Geride kalan 3 gün bütün duyguları aynı anda hem de çok yoğun bir biçimde yaşadım.
Üzüldüm (en sık hissettiğim)
Kızdım hatta öfkelendim...
Birilerini gözümü kırpmadan dövebilecek kadar çok öfkelendim.
Ağladım,hıçkırarak ağladım...
Sonra umutlandım.
Sevindim.
Ve en sonunda her şeyi geride bırakıp şükrettim.
Son günlerde ben çok değiştim.
Şükretmenin ne kadar önemli olduğunun farkına  vardım.
Hayatımızın,bedenimizin,ruhumuzun kısaca kendimizin ne kadar narin olduğunu anladım.
Zor bir dersle.
Değiştik blog işte...